Turkish - English
Definition of şimşekli in Turkish English dictionary
- şimşek
- {i} lightning
Lightning precedes thunder.
-Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.
There was thunder and lightning last night.
-Dün gece gök gürültüsü ve şimşek vardı.
- şimşekli fırtına
- electric storm
- şimşek
- heat lightning
- şimşek
- lightnings
- gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
- thundershower
- gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
- rain accompanied by thunder
- şimşek
- streak
- şimşek
- streak of lightning
- şimşek
- lightning flash
The dog hid under the bed whenever lightning flashed.
-Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.
What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
-Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
- şimşek
- flash
A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.
-Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.
The dog hid under the bed whenever lightning flashed.
-Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.
- şimşek
- levin
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of şimşekli in Turkish Turkish dictionary
- Gürültülü patırtılı, sinirli, tartışmalı
- Şimşek oluşan, şimşek çakan
- (Osmanlı Dönemi) ARRAS
- şimşek
- (Osmanlı Dönemi) berk
- Şimşek
- balkır
- Şimşek
- yıldırak
- Şimşek
- (Osmanlı Dönemi) ADRAHŞ
- Şimşek
- yalabık
- şimşek
- Sağanak sırasında atmosfer elektriğinin boşalmasındaki parlak ışık
- şimşek
- Parıltı
- şimşek
- Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık