ızgaracı

listen to the pronunciation of ızgaracı
Turkish - English

Definition of ızgaracı in Turkish English dictionary

ızgara
barbecue

We barbecued steaks last night. - Biz dün gece mangalda biftek ızgara yaptık.

ızgara
{i} grille

One of Tom's favorite meals is a grilled cheese sandwich with tomato soup. - Tom'un sevdiği yemeklerden biri domates çorbası ile ızgarada pişirilmiş peynirli sandviç.

That was one of the best grilled cheese sandwiches I've ever eaten. - Bu şimdiye kadar yediğim en iyi ızgara yapılmış peynirli sandviçlerden biriydi.

ızgara
{i} grating

A cacophony is a mixture of grating noises. - Kakofoni ızgara seslerin bir karışımıdır.

ızgara
{i} grate
ızgara
grill

A grill puts out a lot of heat. - Bir ızgara çok ısı yayar.

Where did you grill them? - Onları nerede ızgara yaptın?

ızgara
{i} broil

The cook broiled the meat. - Aşçı eti ızgarada pişirdi.

ızgara
{i} grid

Teflon griddles are nearly unusable. - Teflon saplı ızgaralar neredeyse kullanılmaz.

ızgara
{s} grilled

One of Tom's favorite meals is a grilled cheese sandwich with tomato soup. - Tom'un sevdiği yemeklerden biri domates çorbası ile ızgarada pişirilmiş peynirli sandviç.

Have you ever grilled fish? - Hiç balık ızgara yaptın mı?

ızgara
lattice
ızgara
(Gıda,Teknik) rack
ızgara
trash rack
ızgara
grizzly
ızgara
(Askeri) skid
ızgara
gridiron
ızgara
riffle
ızgara
{i} mesh
ızgara
grid , raster
ızgara
grill, gridiron, or grid (on which food is cooked)
ızgara
register or vent (for a heating or ventilation system)
ızgara
griller
ızgara
grate (for a fireplace or stove)
ızgara
grilled or broiled (food)
ızgara
grate, grating; grill, gridiron; grill, barbecue; grilled
ızgara
grate, grating (over a drain)
ızgara
broiler
ızgara
grilled meat

This is the first time I've ever grilled meat in my home. - İlk kez evimde ızgarada et pişirdim.

When was the last time you grilled meat? - En son ne zaman et ızgara yaptın?

ızgara
shipway, ways
ızgara
grilling

We are grilling sausage. - Izgara sosis yapıyoruz.

Tom will be grilling fish for dinner tonight. - Tom bu akşam akşam yemeği için balık ızgarası yapacak

Turkish - Turkish

Definition of ızgaracı in Turkish Turkish dictionary

Izgara
gril
ızgara
Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının veya havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir
ızgara
Bu araç üstünde pişmiş
ızgara
Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç
ızgara
Futbol ayakkabısı altında bulunan iri başlı kabara: "Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı."- S. F. Abasıyanık
ızgara
Et, balık, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril: "Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya."- N. Cumalı
ızgara
Futbol ayakkabısı altında bulunan iri başlı kabara
ızgara
Et, balık, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç
ızgara
Et, balık, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan bir araç
ızgara
Bu araç üstünde pişmiş: "Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz."- R. N. Güntekin
ızgara
grill