ısırgan

Turkish - English

Definition of ısırgan in Turkish English dictionary: stinging nettle; (animal) inclined to bite, that will bite; nettle
ısırgan otu: (animal) inclined to bite, that will bite
ısırgan otu: stinging nettle, dead nettle, stinger
ısırgan gibi batmak: nettle
ısırgan otu: (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ısırgangiller,encüriye) stinging nettle
ısırgan otu: dead nettle
ısırgan otu: stinger
ısırgan otu: stinging nettle
ısırgan otu tüyü: sting
ısırgan otu tüyü: stimulus
ısırgan otu: (Botanik, Bitkibilim) stinging netle
Isırgan otu: (Tıp) urtica
göl ısırgan: (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ballıbabagiller,şefeviye) [syn.: göl ısırgan, ölü ısırgan] marsh hedgenettle
yalancı ısırgan otu: (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: ballıbabagiller,şefeviye) common gipsyweed, gipsy-wort

Turkish - Turkish

Definition of ısırgan in Turkish Turkish dictionary: Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırılınca karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica); Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırılınca karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica): "Sanki bir ecza kutusu şu ısırgana benzeyen koyu yeşil ot."- S. F. Abasıyanık; Tüyleri kırılınca karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkaran otsu bitki
ısırgan otu: dalgan
ısırgan otu: bezirgan
ısırgan otu: dağlan
ısırgan otu: cigirgen
ısırgan otu: sırgan
ısırgan otu: gecirgen
ısırgan otu: dağdan
ısırgan otu: dağlayan
ısırgan otu: encür
ısırgan otu: sığran
ısırgan otu: eğiç
ısırgan otu: cincar