Turkish - English
Definition of üstü kapalı in Turkish English dictionary
- (deyim) Not clearly expressed; inexplicit. Not clear in meaning or application
- by implication
- covert, veiled; obscure
- sous entendu
- {s} implicit
- obscure
- vague
- veiled
Is that a veiled threat?
-Üstü kapalı bir tehdit mi bu?
- covert
- (Ticaret) tacit
- roofed in
- {s} allusive
- {s} insinuating
- üstü kapalı balkon
- piazza
- üstü kapalı bir biçimde son verme
- (Hukuk) tacit abrogation
- üstü kapalı kabullenme
- (Hukuk) tacit acquiescence
- üstü kapalı konuşmak
- riddle
- üstü kapalı olarak
- implicitly
- üstü kapalı olarak
- insinuatingly
- üstü kapalı söylemek
- hint
- üstü kapalı söylemek
- allude
- üstü kapalı söylemek
- to hint
- üstü kapalı söylemek
- intimate
- üstü kapalı söylenen şey
- sous entendu
- üstü kapalı söz
- innuendo
- üstü kapalı söz
- insinuation
- üstü kapalı söz
- hint
- üstü kapalı tanıma
- (Hukuk) implied recognition
- üstü kapalı yetkiler
- (Hukuk) implied powers
- hayat üstü kapalı
- veranda
- genellikle üstü kapalı pazar yeri
- often implicit in the market
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of üstü kapalı in Turkish Turkish dictionary
- (deyim) açık, kesin ifadeler kullanmadan konuşup dinleyenin kavrayışına bırakmak (Not clearly expressed; inexplicit)
- Açık ve kesin kelimeler kullanmadan
- eskülabi
üstü kapalı
Hyphenation
üs·tü ka·pa·lıPronunciation
Resimler
History
Favorites