Turkish - English
Definition of üreticiye in Turkish English dictionary
- raisers
- plural of raiser
- üretici
- producer
China is the largest producer and consumer of coal in the world.
-Çin dünyanın en büyük kömür üretici ve tüketicisidir.
Germany is one of the largest cheese producers in the world.
-Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.
- üretici
- manufacturer
The manufacturer guaranteed the new machine for 5 years.
-Üretici yeni makineye 5 yıl garanti verdi.
The manufacturer of the television set is a Japanese company.
-Bu tv'nin üreticisi bir Japon şirketidir.
- üretici
- productive
- üretici
- supplier
- üretici
- (Bilgisayar) device map
- üretici
- {i} breeder
- üretici
- (Ticaret) production unit
- üretici
- (Bilgisayar) suppliers
- üretici
- manufactured by
- üretici
- {i} producing
- üretici
- farm gate
- üretici
- grower
- üretici
- (someone) engaged in production
- üretici
- generative
- üretici
- producer, grower; producing, generating
- üretici
- reproductive
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of üreticiye in Turkish Turkish dictionary
- Üretici
- prodüktör
- üretici
- Üretimle uğraşan kimse, yetiştirici, müstahsil: "Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır."- Anayasa. Üretim sağlayan, üretimle ilgili
- üretici
- Üretimle uğraşan (kimse), yetiştirici, müstahsil
- üretici
- Üretim sağlayan, üretimle ilgili