çelimsiz

listen to the pronunciation of çelimsiz
Turkish - English
feeble
frail

He's become frail in his old age. - O yaşlılığında çelimsiz oldu.

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

weedy
puny, frail, weak
puny, weak; scrawny
weak
rawboned
puny
cılız, zayıf, çelimsiz çocuk
feeble, weak, frail child
güçsüz, çelimsiz, zayıf yapılı
weak, feeble, weak structure
en çelimsiz yavru
runt
English - Turkish
Bedence güçsüz, kuvvetsiz
çelimsiz
Favorites