Turkish - English
Definition of çakı in Turkish English dictionary
- penknife
Tom kept a penknife in his pocket.
-Tom cebinde bir çakı tuttu.
He cut off a branch of the tree with his penknife.
-O çakısıyla ağacın bir dalını kesti.
- pocketknife
Tom pulled out his pocketknife and opened it.
-Tom çakısını çıkardı ve onu açtı.
The knife was so dull that I couldn't cut the meat with it and I had to use my pocketknife.
-Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
- penknife, jackknife, pocketknife
- small knife which can be carried in the pocket
- pocket knife
- çakı gibi
- very active and alert
- çakı gibi
- clean limbed
- çakı gibi genç
- a slip of a boy
- yaprak çakı
- (Mekanik) fly-cutter
- sustalı çakı
- jackknife
- sustalı çakı
- clasp knife
- sustalı çakı
- flick knife, switch blade
- sustalı çakı
- switchblade
- testere tipi çakı
- (Mekanik) saw type cutter
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çakı in Turkish Turkish dictionary
- Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı
- Deniz çakısı
- Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı: "İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler."- Ö. Seyfettin
- Küçük cep bıçağı
- bakınız: deniz çakısı
- cago
- sustalı
- mantı
- sustalı çakı
- Açıldıktan sonra sustasına basılmadıkça kapanmayan bir tür büyük çakı