: standing only after a preverbal particle

listen to the pronunciation of : standing only after a preverbal particle
English - Turkish

Definition of : standing only after a preverbal particle in English Turkish dictionary

dependent
asılı
dependent
bağımlı

O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır. - She's still dependent on her parents.

O hâlâ ailesine bağımlıdır. - He is still dependent on his parents.

dependent
(sıfat) bağlı, tabi, bağımlı, muhtaç; asılı; sarkan
dependent
tabi olarak
dependent
{i} bağımlı kimse
dependent
ait
dependent
asılı sarkan
dependent
başkasının yardım veya desteğine ihtiyacı olan kimse
dependent
bir kimsenin bakmakla yükümlü ol
dependent
{i} ebeveyninin bakmakla yükümlü olduğu kimse
dependent
{i} başkasına muhtaç kimse
dependent
{s} bağlı

Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır. - The economy of the island is dependent on the fishing industry.

Tom ve Mary birbirlerine bağlılar. - Tom and Mary are dependent on each other.

dependent
hizmetçi/bağlı
dependent
merbut dependent variable bağlı değişken dependently bağlı olarak
dependent
bağıl
dependent
{s} muhtaç

Tom bütünüyle ailesine muhtaç. - Tom is totally dependent on his parents.

Tom ve Mary birbirlerine muhtaç hale geldiler. - Tom and Mary became dependent on each other.

dependent
{s} tabi
English - English
dependent
: standing only after a preverbal particle
Favorites