She wrote to her parents at least once a week.
- O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
It will take her at least two years to be qualified for that post.
- Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
- Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
The job will take a minimum of ten days.
- İş en az on gün alır.
Tom always makes a point of arriving at least five minutes ahead of time.
- Tom her zaman en az beş dakika önce varmayı kendine vazife edinir.
At least somebody is having a good time.
- En azından biri iyi vakit geçiriyor.
I can't promise that you'll like these books but I think it would be a good idea to at least look them over.
- Bu kitapları beğeneceğine söz veremem ama sanırım en azından onları bir gözden geçirmen iyi bir fikir olurdu.
The job will take a minimum of ten days.
- Bu iş en az on gün sürecek.
The job will take a minimum of ten days.
- İş en az on gün alır.