Brush your teeth twice a day at least.
- Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
She wrote to her parents at least once a week.
- O, en azından haftada bir kez anne ve babasına yazdı.
This pencil cost me at least a hundred bucks.
- Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least.
- Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.
Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes.
- Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.
Tom always makes a point of arriving at least five minutes ahead of time.
- Tom her zaman en az beş dakika önce varmayı kendine vazife edinir.
Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason.
- Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.
At least somebody is having a good time.
- En azından biri iyi vakit geçiriyor.
The job will take a minimum of ten days.
- İş en az on gün alır.
The job will take a minimum of ten days.
- Bu iş en az on gün sürecek.