emplacement

listen to the pronunciation of emplacement
İngilizce - Türkçe
platform
konuşlandırma
tabya
yerleştirme
yerleşme
(Askeri) Mevzilendirme (silah)
istihkâmda top yeri
topa mahsus platform
{i} mevzilenme
(Askeri) SİLAH MEVZİİ, AMPLASMAN; MEVZİİ: Bir veya daha çok silah veya teçhizat parçasını, düşman ateşine veya bombardımana. karşı korumak üzere, ve bulundukları yerden görevlerini yapacak şekilde hazırlanmış bir mevzii
{i} yere koyma
yerleşme/platform
{i} top platformu
(Askeri) mevzi
emplacement book
(Askeri) MEVZİ KAYIT DEFTERİ: Bir mevzideki bir veya birkaç silah için tutulan kayıt defteri
emplacement officer
(Askeri) MEVZİ SUBAYI: Bir silah mevziinden sorumlu subay
gun emplacement
top platformu
alternate emplacement
(Askeri) DEĞİŞTİRME MEVZİİ: Kullanılan veya kullanılması planlanan bir mevziin işe yaramaz duruma gelmesi halinde işgal edilmek üzere, yedek olarak hazırlanan mevzi. Ayrıca bakınız: "emplacement"
battery emplacement book
(Askeri) BATARYA MEVZİ ESASLARI KAYIT DEFTERİ: Bütün atış esaslarının ve toplara, bataryaya ait, bunlara benzer diğer bilgilerin muntazam bir şekilde kaydedildiği defter
dry emplacement
(Askeri) KURU FÜZE MEVZİİ (HV.): Fırlatma sırasında su ile soğutma tedbirleri alınmamış bir fırlatma mevzii
field emplacement
(Askeri) SAHRA AMPLASMANI: Arazide top, makinalı tüfek ve diğer silahların üzerine yerleştirildiği platform veya diğer mevziler
fixed emplacement
(Askeri) DAİMİ MEVZİ: Bir silaha ait daimi mevzi, genellikle demirli betondan yapılır ve döşeme ile döşeme çemberi beton içine yerleştirilerek cıvatalarla tespit edilir. Buna "permanent emplacement" de denir
gun emplacement
(Askeri) SİLAH MEVZİ SAHASI: Kamuflaj, cephane ikmali vesaire gibi lüzumlu tesislerle birlikte bir silahın atış mahalli
limited traverse emplacement
(Askeri) YANA DÖNÜŞ İMKANI SINIRLI MEVZİ: Bir silahın sağa veya sola ancak mahdut miktarda dönmesine elverişli mevzi
permanent emplacement
(Askeri) DAİMİ MEVZİ: Bak. "fixed emplacement"
weapon emplacement
(Askeri) Silah mevzii
wet emplacement
(Askeri) SULU MEVZİ: Bir füzenin fırlatılışı sırasında alev kovasını, füze motorlarını ve diğer teçhizatı soğutmak için su taşırması yapan bir rampa mevzii. Ayrıca bak. "dry emplacement" ve "flame deflector"
İngilizce - İngilizce
A place where a thing is located; the act of placing something somewhere
The inclusion of igneous rock in older rocks, or the development or localization of an ore body in older rocks. The latter is referred to as ore deposition
An installation that houses a military weapon
{i} act of putting into a place; location or platform for a gun or weapons battery (Military)
The placement and positioning of waste packages in the repository emplacement drifts
1 the process of intrusion of igneous rocks 2 The localization of ore minerals by any process such as ore deposition
A putting in, or assigning to, a definite place; localization; as, the emplacement of a structure
Emplacements are specially prepared positions from which a heavy gun can be fired. There are gun emplacements every five-hundred yards along the road. a place where a large gun is put and fired
the act of putting something in a certain place or location
a subdivision of a battery that refers to a single gun and the provision of services necessary to its functioning; compare with pit
military installation consisting of a prepared position for siting a weapon
gun emplacement
an emplacement for a gun
emplacement

    Heceleme

    em·place·ment

    Türkçe nasıl söylenir

    împleysmınt

    Telaffuz

    /əmˈplāsmənt/ /ɪmˈpleɪsmənt/

    Etimoloji

    [ -'plA-sm&nt ] (noun.) 1802. From French emplacement, from en- + placement