emanette

listen to the pronunciation of emanette
Türkçe - İngilizce

emanette teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

emanet
{i} deposit

I can't find my safety deposit key. - Benim emanet anahtarını bulamıyorum.

Where's your safety deposit key? - Emanet anahtarın nerede?

emanet
trust

Tom doesn't trust Mary with his children. - Tom çocuklarını Mary'ye emanet etmiyor.

She is the only trustee of the university who never attended it as a student. - O, bir öğrenci olarak devam etmediği üniversitenin tek emanetçisi.

emanet
(Ticaret) on sale or return
emanet
fiduciary
emanet
cloak-room
emanet
safety deposit

Where's your safety deposit key? - Emanet anahtarın nerede?

I can't find my safety deposit key. - Benim emanet anahtarını bulamıyorum.

emanet
baggage room
emanet
(Ticaret) bailment
emanet
(Ticaret) entrust

She entrusted the care of her child to her aunt. - O, çocuğunun bakımını halasına emanet etti.

I entrusted my wife with the family finances. - Aile bütçesini karıma emanet ettim.

emanet
checkroom
emanet
vestry
emanet
left-luggage office
emanet
custodial
emanet
leftluggage office
emanet
(Ticaret) consignment
emanet
security
emanet
consignation
emanet
trust, deposit; left-luggage office, baggage room
emanet
entrusted to (someone's safekeeping)
emanet
luggage locker
emanet
person or thing entrusted to another's safekeeping, a trust
Türkçe - Türkçe

emanette teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

EMANET
(Osmanlı Dönemi) Eminlik. İstikamet üzere bulunmak
EMANET
(Osmanlı Dönemi) Başkasının hukuku emniyet edilip, inanılabilen
EMANET
(Osmanlı Dönemi) Birisine koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için bırakma. Emniyet edilip inanılan şey
EMANET
(Osmanlı Dönemi) Osmanlılar Devrinde bazı devlet dairelerine verilen isim. Şehr emâneti, Rusumat emâneti gibi...(Dinimiz, emaneti ehline bırakmamızı emreder. İdare makamları da birer emanettir. Hz. Ömer (R.A.) halifelik makamına getirilince şöyle demiştir: "Ey insanlar! Ben A
Emanet
vedia
Emanet
inam
Emanet
(Osmanlı Dönemi) VEDİA
emanet
Eskiden bazı devlet dairelerine verilen ad
emanet
Osmanlı devletinde bazı resmi dairelerin adı
emanet
Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia: "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar."- S. Birsel
emanet
Korunmak için bir yere bırakılan eşya
emanet
Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
emanet
Bazı devlet dairelerine verilen ad
emanet
Can, ruh
emanet
Bir kimse ile birine gönderilen şey
emanet
Eşyanın emanet olarak bırakıldığı yer
emânet
(Osmanlı Dönemi) eminlik, istikâmet üzere bulunmak, birisine koruması için verilen şey, birisine koruması için bir şey vermek