Military pilots are trained to take more risks than civilian pilots.
- Askeri pilotlar sivil pilotlardan daha fazla risk almak için eğitilmiştir.
This dog is trained to save people in the mountains.
- Bu köpek dağlarda insanları korumak için eğitilmiştir.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
He was educated at Oxford.
- O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
He was trained as a lawyer.
- O bir avukat olarak eğitildi.
I trained the dog to do tricks.
- Oyun yapması için köpeği eğittim.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
I think you should stick to your training schedule.
- Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
In the last analysis, methods don't educate children; people do.
- Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
It is not easy to train dogs.
- Köpekleri eğitmek kolay değil.
I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
- Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.