The monkey, trained properly, will be able to do a lot of tricks.
- Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.
The dog is trained to watch for thieves.
- Köpek hırsızları izlemek için eğitilmiştir.
What does it mean to have an educated mind in the 21st century?
- 21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?
Mr. Ito is a highly educated man.
- Bay Ito oldukça eğitimli bir insan.
I trained the dog to do tricks.
- Oyun yapması için köpeği eğittim.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
They needed jobs and training.
- Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
I think you should stick to your training schedule.
- Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
In the last analysis, methods don't educate children; people do.
- Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.
My very educated mother just showed us nine planets.
- Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Fadil paid for Layla's schooling.
- Fadıl, Leyla'nın eğitimi için ödeme yaptı.