Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.