didikleme

listen to the pronunciation of didikleme
Türkçe - Türkçe
Didiklemek işi
didiklemek
Bir konuyu bütün ayrıntılarıyla gözden geçirmek, iyice araştırmak
didiklemek
Çekiştirerek veya ısırarak parçalamak, gagalamak: "Kuş, sanki öfkesini alamamış gibi, gagasıyla yılanı didikliyor sanılırdı."- M. Ş. Esendal
didiklemek
Kendi kendini harap etmek, üzmek
didiklemek
Bir yerin veya bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak, araştırmak
didiklemek
Çekiştirerek veya ısırarak parçalamak, gagalamak
didiklemek
Bir yerin veya bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak, araştırmak: "Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim."- Y. Z. Ortaç
didiklemek
Kendi kendini harap etmek, üzmek: "Öfkesinin şiddetinden hep kendi kendini didikledi."- H. R. Gürpınar
didiklemek
Huzursuzluk vermek, sıkıntıya sokmak
didikleme