Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
 - From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.
 - Schopenhauer defined architecture as frozen music.
Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
 - These books have defined and shaped our culture.