Tom onu kasten yapmadı.
- Tom didn't do that intentionally.
Bu sayfa kasten boş bırakılmıştır.
- This page is intentionally left blank.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
- This page has been intentionally left blank.
Bilerek beni şaşırtmaya mı çalışıyorsun?
- Are you intentionally trying to confuse me?
Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.
- I'm never gonna intentionally get drunk.
Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
- You're intentionally throwing the game.