Tom slumped against the wall, exhausted and miserable.
- Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
We're in a miserable situation.
- Zavallı bir durumdayız.
It's all over with poor Tom.
- Zavallı Tom'un her yerinde.
The poor girl made a living by selling flowers.
- Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.
I feel very sorry for Tom, poor fellow.
- Tom için kendimi çok üzgün hissediyorum, zavallı adamcağız.
I felt sorry for this poor dog.
- Bu zavallı köpek için üzüldüm.
You're a pathetic loser.
- Zavallı bir beceriksizsin.
Look at those pathetic tourists on the bus.
- Otobüsteki şu zavallı turistlere bak.