One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
- Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
Tom didn't mean any harm.
- Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
We don't mean you any harm.
- Size zarar vermek istemiyoruz.
It is not my intent to hurt you in any way.
- Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
Why would Tom want to hurt Mary?
- Neden Tom Mary'ye zarar vermek istiyor?
Why would Tom want to hurt Mary?
- Neden Tom Mary'ye zarar vermek istiyor?
Tom didn't intend to hurt Mary's feelings.
- Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
Do you think television does children harm?
- Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
She can't even harm a fly.
- O bir sineğe bile zarar veremez.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Smoking does damage your lungs.
- Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.
Tom is damaging his reputation.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
They've been damaged.
- Onlara zarar verildi.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.