yarıya

listen to the pronunciation of yarıya
Türkisch - Englisch
in half

Tom cut the pear in half. - Tom, armudu yarı yarıya böldü.

Tom folded the piece of paper in half. - Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı.

half staff
yarıya yakını
nearly half
yarıya bölmek
halve
yarıya indirilmiş
at half mast
yarıya indirilmiş bayrak
flag at half mast
yarıya indirmek
halve
yarı yarıya
half and half
yarı yarıya
fifty-fifty; half and half
yarı yarıya
1. halfway, half. 2. in half, equally, fifty-fifty
yarı yarıya karışım
half and half
yarı
part

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

After the birth of your child, you should make your work part-time. - Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.

yarı
semi

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

The women paraded around seminude. - Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

yarı
moiety
yarı
half

Don't leave your work half done. - İşini yarıda bırakma.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
bayrakları yarıya indirmek
to fly the flag at half-mast
bayrakı yarıya indirmek
to fly the flag at half-mast
bayrağı yarıya indirmek
dip the flag
bayrağı yarıya indirmek
dip
yarı
meta
yarı
semi-

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

Türkisch - Türkisch

Definition von yarıya im Türkisch Türkisch wörterbuch

yarı yarıya
Yarısı kadar
yarı yarıya
Yarısı birine, yarısı öbürüne olarak
Yarı
nim
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf