Bariyerde biletini göster.
 - Show your ticket at the barrier.
Tom dün üç kalıp sabun aldı.
 - Tom bought three bars of soap yesterday.
Ben kalıptan çok, sıvı sabunu tercih ederim.
 - I prefer soap as a liquid rather than a bar.
Barak Obama dışında bütün Amerika başkanları beyazdı.
 - Aside from Barack Obama, all US presidents were white.
Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
 - Aside from him, nobody else came to the party.
Kapıyı sürgüleyip kilitledik.
 - We barred the door and locked it.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
 - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Tom uzun süredir demir parmaklıkların arkasında.
 - Tom has been behind bars for a very long time.
Tom parmaklıklar ardında birkaç yıl geçirdi.
 - Tom spent a few years behind bars.
Ben kollarımı zar zor oynatabiliyorum.
 - I can barely move my arms.
Ben deneyimimden biliyorum; yalın ayak futbol oynamak kötü bir fikir. Kolayca kırık ayak parmaklarınla son verebilirsin.
 - I know from experience; playing soccer barefoot is a bad idea. You could easily end up with broken toes.