Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Ben onu herhangi başka adamdan daha içten seviyorum.
- I love him more deeply than any other man.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Tom Mary'ye derinden âşık.
- Tom is deeply in love with Mary.
Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom looked deeply into Mary's eyes.
Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom gazed deeply into Mary's eyes.
Tom yaptıklarını yaptığına çok pişman oldu.
- Tom deeply regretted doing what he had done.
Ondan çok etkilendim.
- I was deeply moved by that.
Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.
- Tom became deeply interested in art history.
Onun gözlerine son derece içten baktı.
- He looked deeply into her eyes.