Englisch - Türkisch
Definition von vulnerable or unprotected im Englisch Türkisch wörterbuch
- wide open
- sonuna kadar açık
Evlenmeden önce gözlerinizi sonuna kadar açık tutun ve daha sonra yarı kapalı tutun.
-Keep your eyes wide open before marriage and half shut afterwards.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
-The front door was wide open.
- wide open
- apaçık
Tom'un gözleri apaçık.
-Tom's eyes are wide open.
Kapıyı apaçık buldum.
-I found the door wide open.
- wide open
- (Meteoroloji) geniş açık
- wide open
- belermek
- wide open
- açık geniş
- wide open
- Sonuna kadar açık, ardına kadar açık: "Who left the door wide open?"
- wide open
- Kanunları gevşek: "A wide-open frontier town."
- wide open
- hoşgörülü
- wide open
- rakipsiz
- wide open
- açık
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
-The front door was wide open.
Arka kapı sonuna kadar açık.
-The back door's wide open.
- wide open
- kanunları gevşek
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von vulnerable or unprotected im Englisch Englisch wörterbuch
- wide open
He left himself wide open to criticism.
vulnerable or unprotected
Silbentrennung
vul·ne·ra·ble or un·pro·tec·tedTürkische aussprache
vʌlnırıbıl ır ʌnprıtektîdAussprache
/ˈvəlnərəbəl ər ˌənprəˈtektəd/ /ˈvʌlnɜrəbəl ɜr ˌʌnprəˈtɛktɪd/
Resimler
Historie
Favoriten