Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
- Hunting is banned in national parks.
Avlanmaya gitmeliydim.
- I should've gone hunting.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in this area.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in this area.
Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.
- Hunting is not allowed in national parks.
Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.
- Tom spent the night in an old hunting shack.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
- Hunting is banned in national parks.
Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
- Hunting is prohibited in national parks.
Everyone has the right to seek and to enjoy in other countries asylum from persecution.
- Jeder hat das Recht, in anderen Ländern vor Verfolgung Asyl zu suchen und zu genießen.
The Pilgrims came to America, fleeing religious persecution.
- Die Pilger kamen nach Amerika, um religiöser Verfolgung zu entfliehen.