used to indicate conditional or possible actions

Englisch - Türkisch

Definition von used to indicate conditional or possible actions im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

might

{f} ebilmek

might

-malı

might

-ebilir

might

{i} güç

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir. - It is justice, and not might, that wins in the end.

En güçlü imparatorlukların bile sonu gelir. - Even the mightiest of empires comes to an end.

might

{i} zor

Bunu yapmak can sıkıcı olabilir fakat onu yapmak zorundayız. - It might be a pain in the neck to do this, but we have to do it.

Ne kadar yorgun olursam olayım, çalışmak zorundayım. - No matter how tired I might be, I have to work.

might

-ebilirdi

might

(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek

might

kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might

(İİ.) (rica belirtir) -ebilmek

might

kudret

might

(olasılık belirtir) -ebilmek

might

ii

might

(fiil) ebilmek, abilmek, mümkün olmak, olası olmak

might

{f} olası olmak

might

kabiliyet

might

{f} mümkün olmak

might

dolaylı anlatımda `may` in yerine kullanılı

might

with might and main var kuvvetle

Englisch - Englisch

Definition von used to indicate conditional or possible actions im Englisch Englisch wörterbuch

might

Silbentrennung

used to in·di·cate con·di·tion·al or pos·si·ble actions

Türkische aussprache

yuzd tı îndıkeyt kındîşınıl ır päsıbıl äkşınz

Aussprache

/ˈyo͞ozd tə ˈəndəˌkāt kənˈdəsʜənəl ər ˈpäsəbəl ˈaksʜənz/ /ˈjuːzd tə ˈɪndəˌkeɪt kənˈdɪʃənəl ɜr ˈpɑːsəbəl ˈækʃənz/