to utter; to speak

listen to the pronunciation of to utter; to speak
Englisch - Türkisch

Definition von to utter; to speak im Englisch Türkisch wörterbuch

lip
{i} ağız
lip
(Tıp) Dudağa benzer herhangi bir yapı veya oluşum (Vulvayı çevreleyen büyük veya küçük dudaklardan her biri)
lip
nefesli sazların ağızlığı
lip
nefesli sazın ağıza yerleştirilme şekli
lip
öpmek

Gözlerini kapadı, dudaklarını sıktı ve öpmek için öne eğildi. - She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss.

lip
dudaklarla dokunmak
lip
edepsizlik
lip
lip
anat
lip
(Tıp) (o) Yağ
lip
ağıza almak
lip
(Tıp) Dudak ağzı üstten ve alttan çevreleyen iki adet etli oluşumdan her biri
lip
lep
lip
dudak

Tom dudaklarını yapay olarak boyayan ve kulak memelerini delen kadınların bulunduğu bir kültürden geliyor. - Tom comes from a culture where women artificially color their lips and put holes in their earlobes.

Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar. - Lips that touch liquor shall not touch mine.

lip
erin
lip
{i} küstahlık
lip
{i} kenar
Englisch - Englisch
lip
to utter; to speak
Favoriten