Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
 - You shouldn't have come here to begin with.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
 - To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
 - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
 - School begins at nine and is over at six.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
 - In the beginning God created the heaven and the earth.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
 - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.