Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Tom'un evi Mary'ninkiyle hemen hemen aynı büyüklükte.
- Tom's house is about the same size as Mary's.
Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.
- Your book is double the size of mine.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Bu elbise, üç ebatta gelir.
- This dress comes in three sizes.
Tom, doğru ebatta alyan anahtarı olmadığı için karyolanın montajını yapamadı.
- Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Bu ada Manhattan'dan altı kat daha büyüktür.
- This island is six times bigger than Manhattan.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
cover my six.
... six years out of attaining their PhD. ...
... the does it was built during the six entry into the reign of emperor just ...