to restrain; to prevent

listen to the pronunciation of to restrain; to prevent
Englisch - Türkisch

Definition von to restrain; to prevent im Englisch Türkisch wörterbuch

retain
{f} korumak; sürdürmek, devam ettirmek: They've retained that custom. O
retain
{f} tutmak

Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık. - We had to retain a lawyer.

retain
aklında tutmak
retain
tutmak (avukat vb)
retain
tutmak (ısı vb)
retain
korumak

Her şeyi korumak isteyen her şeyin kaçışına izin verir. - Whoever wants to retain everything lets everything escape.

retain
ücretle tutmak (avukat vb)
retain
sızdırmamak (sıvıyı)
retain
pulla (avukat) tutmak
retain
yitirmemek
retain
tut

Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık. - We had to retain a lawyer.

retain
{f} alıkoymak
retain
Alıkoymak, elinde bulundurmak
retain
{f} parayla tutmak
retain
elde tutulabilir
retain
(fiil) alıkoymak, tutmak, elinden kaçırmamak, unutmamak, kaybetmemek, parayla tutmak
retain
(Nükleer Bilimler) alıkoyma
retain
ücretle tutmak akılda tutmak unutmamak
retain
retainable s
retain
retaining wall istinat duvarı
Englisch - Englisch
retain
to restrain; to prevent
Favoriten