Tom gözden kaybolmak istiyor.
 - Tom wants to disappear.
Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.
 - Forced disappearance is a crime against humanity.
Ortadan kaybolmak istedim.
 - I wanted to disappear.
Ben sadece ortadan kaybolmak istiyorum.
 - I just want to disappear.
Ben her şeyi ve herkesi unutmak, kaybolmak ve terk etmek istiyorum.
 - I want to leave, disappear, forget everything and everyone.
O, bu şehirde gözden kayboldu.
 - He disappeared from this town.
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
 - The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
 - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
Dağdaki tüm kar yok olmuştu.
 - All the snow on the mountain has disappeared.
Tom gözden kaybolmak istiyor.
 - Tom wants to disappear.
Ortadan kaybolmak zorundasın.
 - You have to disappear.