Sürekli gürültü bizi sağır etti.
- The continual noise deafened us.
Tom sol kulağından sağırdır.
- Tom is deaf in the left ear.
O dönemde işitme engelliler için okul yoktu.
- No schools for the deaf existed in that era.
Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?
- Would you rather be blind or be deaf?
Onları nerede sağır ettin?
- Where did you deafen them?
Sürekli gürültü bizi sağır etti.
- The continual noise deafened us.