Türkisch - Englisch
Definition von duyarsız im Türkisch Englisch wörterbuch
- senseless
- insensitive
I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
-Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
Soles of the feet are insensitive to heat and cold.
-Ayakların tabanları, sıcağa ve soğuğa karşı duyarsızdır.
- thick skin
- deaf
- insensible
- insentient
- immune
- stolid
- insusceptible
- hard hearted
- inconsiderate
- callous
Was Dan callously murdered like Linda?
-Dan Linda gibi duyarsızca mı öldürüldü?
- apathetic
- hardhearted
Türkisch - Türkisch
Definition von duyarsız im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Duyarlı olmayan
duyarsız
Silbentrennung
du·yar·sızAussprache
Resimler
Historie
Favoriten