Tom bir gezici satış temsilcisiydi.
- Tom was a traveling salesman.
Seyahat ederek biraz vakit geçirmek istiyorum.
- I want to spend some time traveling.
Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor.
- Some people think the president spends too much time traveling.
Tom hava yoluyla seyahat etmekten kaçınmaya çalışır.
- Tom tries to avoid traveling by air.
O, seyahat etmeye alışkındır.
- She is used to traveling.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
Bill'in babası bir seyyar satıcıydı.
- Bill's father was a traveling salesman.
Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- Tom makes a living as a traveling salesman.
... Well, Jim finally says to himself, you know, time traveling is kind of nice. I'm going ...
... BERNI SEEFELD: This is the Earth traveling through space. ...