Englisch - Türkisch
Definition von to be fired in a volley im Englisch Türkisch wörterbuch
- volley
- {f} yaylım ateş et
- volley
- vole
Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.
-Mike is not a member of the volleyball team.
Yoko voleybol takımının kaptanıdır.
-Yoko is the captain of the volleyball team.
- volley
- yaylım ateş
Düşman bize yaylım ateşi açtı.
-The enemy fired a volley of shots at us.
- volley
- yağmur
- to be in
- olmak
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
-She promised her father to be in time for lunch.
Tom'un yerinde olmak istemem.
-I wouldn't like to be in Tom's shoes.
- volley
- (fiil) yaylım ateşe tutmak, yağdırmak, topa yere değmeden vurmak
- volley
- vole/yaylım ateş
- volley
- vole vurmak
- volley
- {f} topa yere değmeden vurmak
- volley
- topun yere değmeden geri vurulması
- volley
- birçok şeyi hep birden atmak
- volley
- {f} yaylım ateşe tutmak
- volley
- {i} yağdırma
- volley
- (Tıp) Bir çeşit kemirgen
- volley
- topu yere değmeden vurup geri çevirmek
- volley
- {i} atma
- volley
- x vole vur/yaylım ateş et
- volley
- {i} topa yere değmeden vurma
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to be fired in a volley im Englisch Englisch wörterbuch
- volley
to be fired in a volley
Silbentrennung
to be fired in a vol·leyTürkische aussprache
tı bi fayırd în ı väliAussprache
/tə bē ˈfīərd ən ə ˈvälē/ /tə biː ˈfaɪɜrd ɪn ə ˈvɑːliː/
Resimler
Historie
Favoriten