Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.
- Don't do anything to attract attention to yourself.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Senin için cazip bir teklifim var.
- I've got an attractive proposition for you.
Payınızdan memnun değilseniz, onu biraz daha cazip yaparım.
- If you are not satisfied with your share, I'll make it a bit more attractive.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Mary çok cazibeli bir kadın.
- Mary is a very attractive woman.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... starting to attract the interest of some big names and ...
... been able to attract so far. ...