Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
 - Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.
Sorularınız giderek daha derinleşiyor.
 - Your questions are getting progressively more profound.
Bu kitap beni derinden etkiledi.
 - This book profoundly impressed me.