Definition von the act of disappearing; cessation of appearance; removal from sight; vanishing im Englisch Türkisch wörterbuch
- disappearance
- {i} gözden kaybolma
Paranın gözden kaybolmasını soruşturacağız.
-We are going to look into the disappearance of the money.
- disappearance
- kaybolma
Küreselleşme, yerel fahişelerin kaybolması anlamına mı geliyor?
-Does globalisation mean the disappearance of local sluts?
Tom, Mary'nin kaybolmasında ilgi çeken bir kişidir.
-Tom is a person of interest in Mary's disappearance.
- disappearance
- {i} ortadan kaybolma
Sami, Leyla'nın ortadan kaybolmasının endişelenilecek bir şey olmadığını varsaydı.
-Sami assumed that Layla's disappearance was nothing to worry about.
Tom'un Mary'nin ortadan kaybolmasıyla ilgisi yoktu.
-Tom didn't have anything to do with Mary's disappearance.
- disappearance
- gözden kayboluş
- disappearance
- kayboluş
Bermuda Üçgenindeki kayboluşlar esrarengizdir.
-The disappearances in the Bermuda Triangle are inexplicable.
Polis onun kayboluşunu inceliyor.
-The police are looking into his disappearance.
- disappearance
- {i} ortadan kalkma
- disappearance
- {i} yok olma
Relevante Übersetzungen
Definition von the act of disappearing; cessation of appearance; removal from sight; vanishing im Englisch Englisch wörterbuch
- disappearance