Türkisch - Englisch
Definition von telki̇n im Türkisch Englisch wörterbuch
- telkin
- suggestion
- telkin
- indoctrination
- telkin
- Islam prayers and words recited by the imam at a graveside service immediately after the deceased has been buried
- telkin
- infusion
- telkin
- inspiration, suggestion, instilling, inculcation, indoctrination
- telkin
- inculcation
- telkin
- prompting
- telkin
- suggestion, inspiration
- telkin
- inspiration
- telkin etmek
- preach
- telkin etmek
- imbue
- telkin edici
- cogent
- telkin etmek
- inseminate
- telkin etmek
- (Kanun) induce
- telkin yöntemi
- (Dilbilim) suggestopedia
- telkin etme
- suggestion
- telkin edebilirlik
- preachiness
- telkin edici
- suggestive
- telkin etme
- instillation
- telkin etme
- instillment
- telkin etme
- instilment
- telkin etmek
- suggest
- telkin etmek
- inculcate
- telkin etmek
- infuse into
- telkin etmek
- indoctrinate
- telkin etmek
- command
- telkin etmek
- to inspire, to inculcate
- telkin etmek
- inspire
- telkin etmek
- infix
- telkin etmek
- to inspire, instill, inculcate, or indoctrinate, (someone) with (something)
- telkin terapisi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) suggestion therapy
- ideoloji telkin etmek
- (Askeri) indoctrinate
- duygusal telkin
- (Pisikoloji, Ruhbilim) affective suggestion
- hipnoz sonrası telkin
- (Pisikoloji, Ruhbilim) posthypnotic suggestion
- itimat telkin etmek
- to inspire confidence güven vermek
- kendi kendine telkin
- autosuggestibility
- kendi kendine telkin
- autosuggestion
- kendi kendine telkin
- self-command
- kendi kendine telkin
- self suggestion
- telkin
- autosuggestion
- zihinsel telkin
- mental suggestion
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von telki̇n im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) Ölü gömüldükten sonra imam tarafından söylenen söz.(Telkini fenden almış,Medeniyetten taklid,Hürriyet tenkid vermiş,Gururdan dalâlet çıkmış.) (Lemeât)
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Telkinât) Zihinde yer ettirmek. Fikir aşılamak. Zihinde yer etmiş düşünce
- (Osmanlı Dönemi) Yeni müslüman olana İslâm esaslarını anlatmak
- telkin
- ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinsel sözler
- telkin
- Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhî veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi
- telkin
- Aşılama
- telkin
- Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi: "İçinden gelen gizli bir telkin altında hareket ediyordu."- P. Safa
- telkin
- (Osmanlı Dönemi) fikir aşılamak, öğüt vermek, zihinde yer ettirme
- telkin
- Talkın
- telkin
- Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
- telkin etmek
- Aşılamak