tanışmak

listen to the pronunciation of tanışmak
Türkisch - Englisch
meet

He wants to meet you. - O seninle tanışmak istiyor.

I really would like to meet another Esperantist some day... - Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.

to get acquainted with (someone); to be acquainted with each other, know one another
make oneself acquainted with
become acquainted with
make acquainted with
to be acquainted with sb, to meet
acquainted with somebody
be acquainted
tanışma
acquaintance

I want to make her acquaintance. - Onunla tanışmak istiyorum.

It's an honor to make your acquaintance. - Sizinle tanışmak bir onurdur.

tanışma
dating

What's different between a wedding arrangement site and a dating site? - Düğün düzenleme sitesi ile tanışma sitesi arasında ne fark vardır?

I think online dating isn't safe. - Sanırım çevrim içi tanışma güvenli değil.

seninle tanışmak istiyorum
i want to know you
seninle tanışmak istiyorum
i would like to meet you
tanışma
introduction
benimle tanışmak istermisin
would you like to meet me?
tanış
Meet
biriyle tanışmak
make someone's acquaintance
tanış
{k} to turn out to be somebody one knows
tanış
{k} to discover that they have met each other before
tanış
{k} acquaintance (person with whom one is acquainted). ~ çıkmak
tanışma
acquintance
Türkisch - Türkisch
Birbirini tanır duruma gelmek: "Bu sefer, bir sürü aktör ve tiyatroseverle tanıştı."- S. F. Abasıyanık
Birbirini tanır duruma gelmek
tanış
Bildik, tanıdık: "Bazen tanış masalardan birbirine nükteli bir laf atılıyordu."- Ç. Altan
tanış
Tanıdık kimse veya yer: "Birdenbire samimileşiverdi, kırkyıllık tanış olup çıktı."- T. Buğra
tanış
Tanıdık (kimse veya yer), bildik
tanışma
Tanışmak işi
tanışma
Tanışmak işi: "Bu saat, deniz yolculuklarının tatlı ve samimi tanışmalara en müsait olan saatidir."- Y. K. Karaosmanoğlu