tahıl

listen to the pronunciation of tahıl
Türkisch - Englisch
cereal

I prefer whole-grain cereals. - Tam taneli tahıl tercih ediyorum.

Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful. - Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.

grain

Rice is a grain that feeds billions of people. - Pirinç milyonlarca insanı besleyen bir tahıldır.

We import grain from the United States. - ABD'den tahıl ithal ederiz.

(Hukuk) cereals

We prefer whole-grain cereals. - Biz tam tahıllı gevrekleri tercih ediyoruz.

Tom prefers whole-grain cereals. - Tom tam taneli tahıl tercih eder.

cereals, grain
grain (the harvested seeds of any of the cereal plants)
cereal plant, cereal
corny
corn
foodgrains
{i} crop
grain of
tahıl gevreği
cereal
tahıl yığını
grain heap
tahıl alkolü
grain alcohol
tahıl ambarı
granary, grain elevator
tahıl ambarı
granary
tahıl ambarı
cornloft
tahıl ambarı
garner
tahıl ambarı
elevator
tahıl bakımından zengin
corny
tahıl benzeri
frumentaceous
tahıl borsası
corn exchange
tahıl ile beslenen
granivorous
tahıl kabuğu
chaff
tahıl savurma makinesi
fan
tahıl savurmak
fan
tahıl tanesi
corn
tahıl veren
graniferous
tahıllar
cycad
ekmeklik tahıl
bread stuffs
ekmeklik tahıl
breadgrain
hafif tahıl
(Tarım) light grain
kaba öğütülmüş tahıl
grits
kabuksuz tahıl
groats
öğütülecek tahıl
grist
öğütülmemiş tahıl
groats
Türkisch - Türkisch
Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç gibi ürünlerin genel adı, hububat
hububat
TAHIL
(Osmanlı Dönemi) Bayat su. Bekleyerek bozulmuş su
tahıl yemi
Henüz olgunlaşmamışken kuru ot, silo yemi, kıyılmış yeşil yem olarak kullanılmak üzere biçilen veya biçilmeden otlatılan tahıllar
tahıl
Favoriten