He has unsightly hairs growing out of his ears.
- Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
Tom had some huge nose hairs.
- Tom'un kocaman burun tüyleri vardı.
He has unsightly hairs growing out of his ears.
- Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
When I saw the ghost, I was so frightened that my hair stood on end.
- Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu.
Tom was tarred and feathered by the crowd.
- Tom kalabalık tarafından katranla kaplandı ve tüyle kaplandı.
I felt light as a feather.
- Kendimi tüy kadar hafif hissettim.
This place is creepy.
- Bu yer tüyler ürpertici.
You really are creepy, you know.
- Sen gerçekten tüyler ürperticisin, biliyorsun.
Even if there is a connection,
that shouldn't kick off a spontaneous outbreak of some creepy-ass plague.
My down jacket kept me warm.
- Kuş tüyü ceketim beni ısıttı.
My down jacket keeps me quite warm.
- Tüy ceketim beni oldukça sıcak tutuyor.