Aniden yağmur yağmaya başladı.
 - It suddenly started raining.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
 - Suddenly, my mother started singing.
O birdenbire çok mutlu oldu.
 - He was suddenly very happy.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
 - If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
 - Tom's heart suddenly began to beat faster.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
 - To our great surprise, he suddenly resigned.
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
 - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
 - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Birden bire ne olduğunu fark ettim.
 - I suddenly realized what was happening.
Birden bire kör olsan ne yaparsın?
 - If you became blind suddenly, what would you do?
... now suddenly you have a hammer. ...
... for say twenty or thirty minutes suddenly an $800 on the TV ...