sprout, shoot; guy, fellow (slang)

listen to the pronunciation of sprout, shoot; guy, fellow (slang)
Englisch - Türkisch

Definition von sprout, shoot; guy, fellow (slang) im Englisch Türkisch wörterbuch

bud
tomurcuk

Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor. - The trees are beginning to bud.

Çalı tomurcukları sonbahardan beri boyut olarak değişmedi. - The buds on the bush have not changed in size since fall.

bud
gonca vermek
bud
tomurcuklanmak
bud
gelişmesin
bud
{i} gonca
bud
{f} aşılamak
bud
{i} kafadar
bud
{i} arkadaş

Tom ve ben içki arkadaşlarıyız. - Tom and I are drinking buddies.

Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler. - If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.

bud
(Tıp) Tomurcuk, tomruk, konca, bitki tomurcuğuna benzeyen herhangi bir oluşum (yeni gelişen embriyo gibi)
bud
nip in the bud bir şeyin daha başlamadan önünü kesmek
bud
{f} filizlenmek
bud
bahç

Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı. - The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.

bud
(fiil) tomurcuklanmak, filizlenmek, gelişmeye başlamak, aşılamak
bud
tomurcukla

Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor. - The trees are beginning to bud.

O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere. - The buds on that tree are about to pop open.

bud
tomurcuklandırmak
bud
olgunlaşmamış sey veya kimse
bud
{i} ahbap

Onu izlesen iyi olur, ahbap. - You'd better watch it, buddy.

Englisch - Englisch
{i} bud
sprout, shoot; guy, fellow (slang)
Favoriten