something which is bought; a purchase

listen to the pronunciation of something which is bought; a purchase
Englisch - Türkisch

Definition von something which is bought; a purchase im Englisch Türkisch wörterbuch

buy
{f} satın almak

Erkek kardeşim, bir araba satın almak için yeterince zengindir. - My brother is rich enough to buy a car.

Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum. - I want to buy a pair of ski boots.

buy
ısmarlamak

İnsanlar bütün gece bana içki ısmarlamaktadır. - People have been buying me drinks all night.

Sana bir içki ısmarlamak istiyorum. - I'd like to buy you a drink.

buy
{i} satın alma

Ne satın almak istiyorsun? - What do you want to buy?

Lütfen onu satın alma. - Please do not buy it.

buy
{f} pahasına elde etmek
buy
iştira yapmak
buy
birisine bir şeyi yutturmak
buy
kanmak
buy
kabul etmek
buy
{f} kiralamak
buy
(fiil) satın almak, almak, pahasına elde etmek; rüşvetle elde etmek, kiralamak, inanmak, yutmak, satın alma gücü olmak
buy
{f} yutmak
buy
hisse almak
buy
{i} kelepir
buy
{i} alış, alma
buy
alıcı durumunda olmak
buy
(isim) satın alma
buy
bir şey karşıIığında sağlamak
buy
sa
buy
rüşvetle elegeçirmek
Englisch - Englisch
buy

At only $30, the second-hand kitchen table was a great buy.

something which is bought; a purchase
Favoriten