something that restrains, ties, fastens or secures

listen to the pronunciation of something that restrains, ties, fastens or secures
Englisch - Türkisch

Definition von something that restrains, ties, fastens or secures im Englisch Türkisch wörterbuch

restraint
{i} kısıtlama

Senin kısıtlamanı takdir ediyorum. - I appreciate your restraint.

Ben senin kısıtlamana hayranım. - I admire your restraint.

restraint
baskı

Onun baskısına rağmen, o, onu kabul etti. - Despite his restraint, he agreed to it.

restraint
dizginleme
restraint
sınırlama

Çoğu insandan daha çok sınırlaman var. - You have more restraint than most people.

restraint
itidal
restraint
bağ
restraint
çekinme
restraint
(Kanun) takyit
restraint
özüne hakim olma
restraint
özünü tutma
restraint
zapt
restraint
(isim) tutma, baskı, kısıtlama, engel, sınırlama, tahdit
restraint
restraint of trade ticareti kısıtlama veya narh koyma
restraint
{i} tahdit
restraint
{i} tutma
restraint
{i} kendini tutma/zaptetme, itidal
restraint
{i} sıkılma, çekinme
Englisch - Englisch
restraint
something that restrains, ties, fastens or secures
Favoriten