Benim başkası olduğumu düşündükleri açık.
- It's clear they thought I was somebody else.
Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
- This may end up being somebody else's problem.
Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.
- Tom didn't know Mary was seeing someone else.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
- Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
Bazen bir başkasının duygularına zarar vermemek için yalan söyleriz.
- Sometimes we lie to keep from hurting someone else's feelings.
My mother's cooking is something else!.
... I love to put myself in somebody else's shoes and, you know, think about their style of ...
... people can believe that it's you and not somebody else ...