Bu belki artık bir başkasının sorunu olmayabilir.
- This may end up being somebody else's problem.
Tom onu başkasına sattı.
- Tom sold it to somebody else.
Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.
- Tom didn't know Mary was seeing someone else.
İşi o kabul etmezse, başkası eder.
- If he doesn't accept the job, someone else will.
Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir.
- My native language is a foreign language for someone else.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
My mother's cooking is something else!.
... people can believe that it's you and not somebody else ...
... Somebody else infected it for them. ...