simple past tense and past participle of acquaint

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of acquaint
Englisch - Türkisch

Definition von simple past tense and past participle of acquaint im Englisch Türkisch wörterbuch

acquainted
haberdar
acquainted
haberdar olma
simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
simple past tense
-di'li geçmiş zaman
acquainted
haberdar etti
acquainted
{s} tanışık

Kendi ülkenin tarihi ile tanışık olmalısın. - You should get acquainted with the history of your own country.

O, belediye başkanı ile tanışıktır. - He is acquainted with the mayor.

acquainted
haberdar et
acquainted
{s} tanışmış

Kasabadaki herkesle tanışmıştı. - He was acquainted with everybody in town.

Hayır, onu tanımıyorum. Tabii ki, ben onun kim olduğunu biliyorum, ama ben şahsen onunla tanışmış değilim. - No, I don't know him. Of course, I know who he is, but I'm not personally acquainted with him.

Englisch - Englisch
acquainted
simple past tense and past participle of acquaint
Favoriten