Weapons export was prohibited.
 - Silah ihracatı yasaklandı.
The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
 - Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
Guns don't kill people. People kill people.
 - Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
 - Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
Tom did time for armed robbery.
 - Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
 - Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
Americans have the right to bear arms.
 - Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.
The export of arms was prohibited.
 - Silah ihracatı yasaklandı.
Let there be an end to wars and weaponry.
 - Savaşlara ve silahlara bir son verelim.
The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
 - Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
Weapons export was prohibited.
 - Silah ihracatı yasaklandı.
People have started arming themselves.
 - Millet silahlanmaya başladı.
Arms export was prohibited.
 - Silah ihracatı yasaklandı.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
 - Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
Dan is a firearms expert.
 - Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
Hand over your firearms.
 - Silahlarınızı teslim edin.
Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
 - Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.