He's the most popular boy in the class.
- O, sınıftaki en sevilen oğlan.
Handball is a very popular sport in Denmark.
- Hentbol Danimarka'da çok sevilen bir spordur.
There is no worse prison than the fear of hurting a loved one.
- Sevilen birini incitme korkusundan daha kötü bir hapishane yoktur.
I can't imagine losing a loved one on Christmas Day.
- Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.
I was not a lovable child.
- Sevilen bir çocuk değildim.
Nothing is as beloved as what one does in vain.
- Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
Life without beloved person has no sense.
- Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
I'm sorry, I love you.
- Üzgünüm, seni seviyorum.
Art is loved by everybody.
- Sanat herkes tarafından sevilir.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
Children need loving.
- Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.
There is more pleasure in loving than in being loved.
- Sevmekte sevilmekten daha fazla zevk vardır.