serving to convince

listen to the pronunciation of serving to convince
Englisch - Türkisch

Definition von serving to convince im Englisch Türkisch wörterbuch

telling
tesirli olarak
telling
çarpıcı
telling
anlatarak

Neden bize seninle kimin gittiğini anlatarak başlamıyorsun? - Why don't you start by telling us who went with you?

Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu. - Tom was sitting in front of a group of children, telling them a story.

telling
anlatma

Tekrar tekrar aynı hikayeyi anlatmaya devam etti. - He kept on telling the same story over and over.

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

telling
etkili
telling
{f} anlat

Onu dolaylı olarak anlatıyorsun, değil mi? - You are telling it second hand, aren't you?

Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum. - Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.

telling
(duygu/görüş/vb.) açığa çıkaran
telling
belirten
telling
gösteren
telling
{s} belli eden
telling
{i} söyleme

Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi. - Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.

Tom'a ne olduğunu söylemenin nesi var? - What's wrong with telling Tom what happened?

telling
(isim) söyleme
telling
(Askeri) İHBAR: Hava gözetlemesi ve taktik durumla ilgili esasların, hava savunma birlikleri arasında, haberleşme vasıtasıyla alınıp verilmesi işlemi. Ayrıca bakınız: "track telling"
telling
{s} tesirli
telling
açığa vuran/etkili
telling
tellingly etkili bir şekilde
telling
{s} etkili; etkileyici; çarpıcı
Englisch - Englisch
telling
serving to convince

    Silbentrennung

    ser·ving to con·vince

    Türkische aussprache

    sırvîng tı kınvîns

    Aussprache

    /ˈsərvəɴɢ tə kənˈvəns/ /ˈsɜrvɪŋ tə kənˈvɪns/
Favoriten